• Körfez Mahallesi Atatürk Bulvarı 5.Kısım Yeşilada Sitesi B Blok No : 134 Kat :A/4, 55270 Atakum/Samsun

post-image

Türkiye'deki Mevcut Yapı Stoku ve Deprem Beklentisi

TÜRKİYE’ DE MEVCUT YAPI STOKU

Yapı stoku (building stock); AFAT Afet Terimleri Sözlüğü’nde “Hali hazırda içinde oturulan, yaşanılan evler, iş yerleri ve onların müştemilatı ile bunlarında adedi.” Şeklinde tanımlanmaktadır. Ülkemizde 24 Ocak 2020 Elazığ depremi sonrası sıkça duyulan bu terimin aslında oldukça önemli olduğu ortaya çıkmıştır.

Her büyük deprem sonrasında alınacak önlemler için reel bir adım atmak adına çeşitli çalışmalar yapılmakta, sürekli haber yapılarak gündem haline getirilmektedir. Toplum nezdinde farkındalık yaratmaktan ziyade günü kurtarmak veya “konu ile ilgileniliyor” gibi algıların yaratıldığı maalesef aşikârdır.

Büyük Marmara depreminin oldukça yakınımızda olduğu bu günlerde her ilin hatta her ilçenin yapı stok analizini hazırlamış olması gerekmektedir. Yapıların yaşları ve yapım tekniğine göre ayrımının raporlanması ve depremin magnitüdüne göre dayanıklılık analizleri yapılması çok önemlidir.

Yönetmeliklerin içeriği ve değişimi, uygulamaya konulması bakımından 1997 yılı ve öncesi yapılan binalar için risk yüksektir. ABYYHY (1997) sonrası projelendirilen ve yapılan binalar ise 2001 yılında yürürlüğe giren ve 2010 yılından itibaren tüm Türkiye’de uygulanmaya başlanan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un (YDHK, 2001) yürürlüğe girmesine değin belli bir iyileşmeyi sağlamış olsa da proje, malzeme ve denetimdeki yetersizlikler nedeniyle Yapı Denetimli binalar seviyesinde değildir.

Yapı denetim uygulamasına kadar yığma bina yapımları devam etmiş, ancak sonrasında BA binalara ağırlık verilmiş, birçok iyileşme sağlanmıştır. Zemin etüt sistemi iyileştirilmiş, farklı disiplinlerin katılımı ile zenginleştirilmiş ve kontrol edilerek sorumluluğu alınır olmuştur. Yapı taşıyıcı elemanları olan kolonların en az genişliği 25 cm’den 30 cm’e, kirişlerin en az genişliği ise 20 cm’den 25 cm’e çıkarılmıştır. Ayrıca dış kolonlar arası kiriş atılması mecburiyeti ile çerçeve oluşturulması zorunluluğu getirilmiş, çıkmalı bina taşıyıcı sistemleri biraz daha rahatlatılmıştır. Bu nedenlerle binalar daha güvenilirdir.

Kentsel Dönüşüm, yaşanılan binaların bugün ki ihtiyaçlara cevap vermemesi nedeniyle önemli bir ihtiyaçtır. Değişim karşısında insanları ve binaları karşılaştırmakta fayda vardır. İnsan, değişim karşısında direnç gösterme veya uyum sağlamak gibi aktif bir cevap verebilme yeteneğine sahip iken binaların benzer şekilde aktif bir cevabı yoktur.

Ya olduğu gibi kabul ederek binaları kullanmaya devam etmeyi ve masraf yapmamayı, ya bina kullanım üstyapısında küçük ve ekonomik bazı değişiklikler ile kullanımı sürdürmeyi, ya da köklü ve daha ağır ekonomik koşullar içeren değişime yönelmek gibi 3 ayrı yöntemi izlemek söz konusudur.

Özetlemek gerekirse;

Türkiye nüfusunun %90’dan fazlası birinci derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Deprem açısından mevcut yapı stokunun değerlendirilmesi amacıyla yapılan çalışmaların başında gelen güçlendirme uygulamaları çoğunlukla ekonomik sebepler yüzünden yaygın olarak uygulanamamaktadır. Ancak ülkemizdeki mevcut yapı stokunun büyük bir çoğunluğunun depremde hasar görme riski çok yüksektir. Bu sebeple yapı stokumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan denetlenmemiş bu yapılar incelenerek, bunların bazıları güçlendirilmeli, diğerleri ise bir kentsel dönüşüm projesi içerisinde değerlendirilmelidir. Akademik çalışmalarla desteklenmesi gereken bu büyük değişimin doğru bir şekilde yönetilmesi şarttır. Bu uygulama süreci, mevcut kentin yapısına, kentte yaşayan insanların geleceğine, tüm yaşantısına ve o kentin tüm değerlerine etki edeceğinden çok yönlü ve çok disiplinli bir bütünleşik çalışmayı gerektirmektedir.

DEPREM BEKLENTİSİ ve OLASI SONUÇLARI

Deprem Beklentisi

Türkiye nüfusunun yüzde 70’i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. Ülkenin kuzeyini doğudan batıya kesen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın bir kısmı da Marmara Denizi’nin altından geçmektedir.

İstanbul’da deprem beklenmesinin en önemli nedeni, bu bölgede son 100 yılda meydana gelen depremlerdir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı ucunda 9 Ağustos 1912’de Mürefte Depremi, doğu ucunda da 17 Ağustos 1999’da Gölcük Depremi meydana gelmiş ve hattın orta kesimi gerilmiştir. Artık fay hattının ortasının da kırılması ve “Büyük Marmara Depremi”nin meydana gelmesi beklenmektedir.

1939’dan itibaren Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda depremler doğudan batıya kaymaktadır.

 
ABD’li jeofizikçi Tom Parsons 2004 yılında, depremin zamanlaması ile ilgili olarak şu ana kadarki en önemli çalışmalardan birini yapmıştır. Parsons’ a göre 2034 yılına kadar Marmara Denizi’nde 7 ve üzeri ölçekte büyük bir deprem meydana gelme olasılığı %62 seviyesindedir.

Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi

2019’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) için olası deprem hasar tahminlerini güncelledi ve bir rapor hazırladı.

“İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi” adlı raporda farklı senaryolara göre, İstanbul için can kaybı, bina ve altyapı hasarına ilişkin istatistiksel tahminler yer alıyor.

İstanbul’da deprem hazırlıkları 7,5 büyüklüğünde bir depreme göre yapılıyor.

Bir deprem sonucunda meydana gelen can kaybı ve yaralanma oranları, depremin büyüklüğüne, yerine ve saatine, zemine ve bu zeminlerdeki binaların dayanıklılığına bağlı olarak değişiyor.

Bu yüzden 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosu için net bir can kaybı tahmini yapılamıyor.

Rapora göre, 7,5 büyüklüğündeki bir deprem gece saatlerinde meydana gelirse ortalama 14 bin, gündüz saatlerinde meydana gelirse 12 bin 500 kişi hayatını kaybedebilir.

İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi raporuna göre İstanbul’daki can kaybı ve ağır yaralı sayıları

Ancak deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür bu can kaybı tahminini “iyimser” buluyor:

“İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina (yapı) var. Ben şimdi size desem ki İstanbul’daki binaların yüzde 99’unda insanların burnu kanamayacak. Bu çok iyimser değil mi? Yüzde 1 demek, 16 bin bina demek. 16 bin binayı 4 katlı düşünün, 64 bin kat yapar. Her kata iki daire koyun, 128 bin daire yapar. Her daireye 4 kişi koyun, 4 kere 128 bin, sizi 500 bine getirir.

“Binde 5’e gitseniz bile yine on binlerce can kaybı olabilir.”

Yapı Durumu

İBB’nin verilerine göre İstanbul’da 1,6 milyon yapı var. Şehirdeki toplam bina sayısı ise yaklaşık 1,2 milyon.

7,5 büyüklüğündeki bir depremde İstanbul’daki binaların ortalama yüzde 57’sinin hasar görmeyeceği tahmin ediliyor.

Ortalama 200 bin bina ise orta ve üstü seviyede hasar görecek. Bu binalardan yaklaşık 50 bini ağır hasar görecek veya yıkılacak.

İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi raporunda ağır hasarlı binaların yanı sıra orta hasarlı binaların da yıkılıp yeniden inşasının daha uygun olduğu belirtiliyor

Altyapı Durumu

Beklenen Marmara Depremi’nde hasarlar binalarla sınırlı kalmayacağı aşikârdır.

İstanbul Gaz ve Doğalgaz Dağıtım A.Ş (İGDAŞ) boru hatlarında 355 noktada, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) içme suyu şebekesinde 463 noktada, atık su şebekesinde ise 1045 noktada onarım ihtiyacı oluşacağı hesaplanıyor.

İstanbul elektrik şebekesi nakil hatlarının yüzde 5’inde orta düzeyde hasarlar oluşması beklenmektedir.

Marmara Depreminin Maliyeti

Rapora göre, 7,5 büyüklüğündeki bir depremde binalarda oluşacak hasar 68 milyar TL’lik mali kayba yol açacak. Binalardaki elektrik, su, doğalgaz sistemleri gibi diğer hasarlar da eklendiğinde, mali kaybın 120 milyar TL’ye çıkacağı öngörülüyor.

Depremin bölgesel etkisi ve Marmara Bölgesi’nin ekonomik büyüklüğü dikkate alındığında, ekonomik kaybın daha da ağır olacağı, bölge genelinde oluşacak mali kaybın 400 milyar TL’yi aşabileceği tahmin ediliyor. Sadece İstanbul, Türkiye ekonomisinin yüzde 31’ini oluşturuyor.

KAYNAKLAR

  • Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Web Sitesi
  • AFAD, 2018. Türkiye Deprem Tehlike Haritası
  • https://insapedia.com/tdy-2007-ile-tbdy-2018-arasindaki-farklar/
  • https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-53790449
  • İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi, Boğaziçi Üniversitesi KRDAE Deprem Müh. Ana Bilim Dalı
  • Depremin Dış Merkez ve Magnitüdünün Belirlenmesi (ppt.)
  • İşçi, C. , Deprem Nedir ve Nasıl Korunuruz? (2008) , Journal Of Yasar University 959 – 983
  • 2007 ve 2016 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliklerinin Örneklerle Mukayesesi – G.Tunç, T.Tanfener
  • Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Yayınları, Eğitim Serisi No.34, “DEPREM” (2000), Eşref Atabey
  • Türkiye’de Mevcut Yapı Stoğu ve Kentsel Dönüşüm (2012), SDU International Technologic Science Vol.4, No.2, Cenk ÖCAL, Hüseyin Hakan İNCE
  • Yapı Stoku Envanter Çalışmalarının Önemi T.Baran, S. Kahraman, Ö.Özçelik, A.Saatçı, S.Mısır, S.C.Girgin

www.ekolekspertiz.com.tr